T Hücre Reseptörleri (TCR'ler), T lenfositleri (T hücreleri) yüzeyinde bulunan ve bağışıklık sisteminin temel bileşenlerinden biri olan reseptörlerdir. TCR'ler, antijen sunan hücreler (APC'ler) üzerindeki MHC molekülleri tarafından sunulan antijenik peptitleri tanıyarak, T hücrelerinin aktive olmasını ve bağışıklık yanıtının başlatılmasını sağlarlar.
TCR'ler, adaptif bağışıklık sisteminin kilit oyuncularıdır. Her bir T hücresi, benzersiz bir TCR'ye sahiptir ve bu sayede çok çeşitli antijenleri tanıyabilir. Antijen tanıma, T hücresinin aktive olmasına, çoğalmasına ve sitotoksik (öldürücü) veya yardımcı işlevler göstermesine yol açar. Bu süreç, enfeksiyonlara karşı korunmada, kanser hücrelerinin yok edilmesinde ve bağışıklık sisteminin düzenlenmesinde hayati öneme sahiptir.
Çoğu TCR, iki glikoprotein zincirinden oluşur: alfa (α) zinciri ve beta (β) zinciri. Daha az sıklıkla, gama (γ) zinciri ve delta (δ) zinciri içeren TCR'ler de bulunur (γδ T hücreleri).
Her zincir, iki ana bölgeden oluşur:
TCR'nin antijen bağlama bölgesi, MHC molekülü tarafından sunulan peptidin içine yerleşir. α ve β zincirlerinin değişken bölgeleri, peptidi ve MHC molekülünü tanır ve bağlanır.
TCR'lerin çeşitliliği, adaptif bağışıklık sisteminin geniş bir yelpazede antijenleri tanımasını sağlar. Bu çeşitlilik, aşağıdaki mekanizmalar aracılığıyla oluşturulur:
Bu mekanizmaların kombinasyonu, her bir bireyin benzersiz bir TCR repertuvarına sahip olmasını sağlar.
TCR'ler, antijen sunan hücreler (APC'ler) tarafından sunulan antijenik peptitleri tanıyarak çalışır. APC'ler, vücuttaki potansiyel tehditleri (virüsler, bakteriler, kanser hücreleri vb.) yakalar, işler ve MHC molekülleri aracılığıyla T hücrelerine sunar.
TCR'nin antijenik peptit-MHC kompleksini tanıması, T hücresinin aktive olmasına yol açar. Bu aktivasyon, hücre içi sinyal iletim kaskadlarını tetikler ve T hücresinin çoğalmasına, farklılaşmasına ve efektör fonksiyonlar göstermesine neden olur.
TCR'nin antijen tanıma sonucu aktive olması, karmaşık bir sinyal iletim kaskadını başlatır. Bu kaskad, hücre içi protein kinazların, adaptör proteinlerinin ve transkripsiyon faktörlerinin etkileşimini içerir.
TCR, yüzeyde tek başına sinyal iletme yeteneğine sahip değildir. Bu nedenle, CD3 kompleksi olarak bilinen bir dizi yardımcı molekülle ilişkilidir. CD3 kompleksi, TCR'nin sitoplazmik kuyruklarında bulunan ITAM'lar (İmmünotirozin aktivasyon motifleri) içerir. Antijen bağlanması üzerine, ITAM'lar fosforillenir ve sinyal iletim proteinlerinin bağlanma bölgeleri haline gelir.
Başlıca sinyal iletim yolları şunları içerir:
Bu sinyal iletim yollarının aktivasyonu, T hücresinin gen ifadesini değiştirir ve efektör fonksiyonlar göstermesini sağlar.
TCR'ler, bağışıklık sisteminin düzgün çalışması için hayati öneme sahiptir. TCR fonksiyonundaki bozukluklar, çeşitli hastalıklara yol açabilir:
TCR'lerin önemi, çeşitli terapötik yaklaşımların geliştirilmesine yol açmıştır:
Bu terapiler, kanser, otoimmün hastalıklar ve enfeksiyonlar gibi çeşitli hastalıkların tedavisinde umut vadetmektedir.
(Bu bölüm, güvenilir bilimsel kaynaklar ve referanslarla güncellenecektir)